Knidos, Datça Yarımadası’nın doğu ucunda yer alan bir antik kent. Akdeniz ve Ege’nin birleştiği nokta diyebileceğimiz konumdaki şehir, tarihi özelliğinin yanında ziyaretçilerine harika bir deniz ve müthiş bir manzara sunuyor. Kazıların devam ettiği bölgenin çevresine de baktığımızda şu ana kadar ortaya çıkarılan eserlerden çok daha fazlasının keşfedilmeyi beklediğini görebiliyorsunuz.
Knidos Antik Kenti’nde M.Ö. 3000’den itibaren yerleşim olduğu belirtiliyor. Antik yazarlara göre kent 12.yy’da Dorlar tarafından yeniden kurulmuş. M.Ö. 6. yy’da zengin bir şehir haline gelmiş, en parlak dönemini M.Ö. 300 – 30 yılları arasında Hellenistik dönemde yaşamış.

İlk olarak 1857 –1858 yılları arasında Sir C.Newton tarafından British Museum adına kazılar yapılıyor. Daha sonra 1967 – 1977 yılları arasında I.C. Love başkanlığındaki bir Amerikan heyeti tarafından çalışmalar yapılıyor ve nihayet 1988 yılından itibaren Kültür Bakanlığı adına Prof. Dr. Ramazan Özgan başkanlığında Selçuk Üniversitesi’nden bir ekip tarafından kazı ve araştırmalar devam ediyor.

M.Ö. 540 yılarında kentin tüm Datça yarımadasını kapsadığı belirtiliyor. Bu açıdan bakıldığında ortaya çıkarılmayı bekleyen ne kadar büyük bir tarihsel miras olduğu daha iyi anlaşılıyor. Zaten antik kente giden yo lüzerinde etrafınıza baktığınızda bu izleri rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bir tarafınızda bu tarihsel miras yatar kendiğer tarafta da durup seyredebileceğiniz ve fotoğraf çektirebileceğiniz muhteşem bir deniz manzarası bulunuyor.

Tarih merakı fazla olmayanlar da sadece manzarası ve denizi için bile gidip görmeli. Yaklaşık iki saatlik antik kent turundan sonra kendinizi masmavi deniz koşarak atmak isteyeceksiniz.

Knidos, Datçamerkeze yaklaşık 1 saatlik mesafede. Yolu virajlı ama keyifli. Ayrıca gidişte ya da dönüşte Datça’nın meşhur koylarına (Palamutbükü,Hayıtbükü, Ovabükü) uğrayabilirsiniz. Ayrıca Knidos’a Datça Limanı’ndan günlük tekne turları da düzenleniyor. Ancak yolculuk süresi biraz uzun ve antik kenti gezmek için yeterli zamanınız olmayabilir.